30 Nisan 2014 Çarşamba

HALA SAF











Çevrene bak
Yavaş yavaş, süze süze
Hala onun gibi, hala onun gibi beyaz
Kaç kişi kaldı ki evrende

Kendini düşün
Her sabah kurulu bir saate bağlı yaşamını
Her gün yenilenen düzenini
İsyan bayrakları açtığın halde
Yüzüne yerleştirdiğin gülümsemeni

Sonra da ona bak
Çetrefilleşmiş dünyanın tam ortasındaki ona
Gözbebeklerinde hala duran çocuksu pırıltıya
Utangaçlığın gizlendiği naif gülümsemesine
Çekingen duruşu ile hem gidişine, hem kalışına

Sonra kendini düşün tekrar
Hala saf
Hala onun kadar beyaz mısın?

@30.04.2014, ipek sahra


24 Nisan 2014 Perşembe

Rüzgar, Çiçek Tarlaları, Güneş, Biz ve Çocukluk

O zamanlar
Tek derdimiz vardı
Tek istediğimiz
Ne yemek yemek önemli idi
Ne su içmek

O zamanlar
Rüzgar vardı
Çarşaftan yaptığımız yelkenleri götüren
Saçlarımızı hırpanileştiren
Ruhumuzu dinginleştiren

O zamanlar
Çiçek tarlaları vardı
Göz alabildiğince
Koştukça koşabileceğimiz
Soluklanmak için uzanabileceğimiz

O zamanlar güneş vardı
Miskinleşmiş kedi yavrusu gibi
Bizi uyutan
Bedenimiz toprağa uzanmışken
İnce bir battaniye olan

Ve o zaman biz vardık
Henüz dokuz,on yaşlarında
Çiçek tarlalarında yankılanan kahkahalarımız
Rüzgarda havalanan hayallerimiz
Güneş ile yeşeren çocukluğumuz

İlk rüzgar gitti
Gökdelenler yapılırken
Yer kalmadı çiçek bahçelerine
Güneş düşmez oldu
Toprağa artık
Çocukluğumuz ise
Kayboldu kirlenmişliklerin içinde

@24.04.2014, ipek sahra